Su Yaltımı
Nedir?
Atışkan Alçı
İnsanın doğası gereği atmosferik şartlardan her zaman için kendini korumak istemiştir. Mağaraların, hem soğuk hem de şiddetli fırtınalardan korunmak için tarih öncesi çağların şartlarında iyi bir barınak olduğu açıktır. Yağmur ve fırtınanın getirmiş olduğu olumsuzlukları önleyebilmek için, mağaralar ve daha sonra oluşturulan ilk çadırlar ile birlikte yağmur suyundan sakınılmıştır. Su yalıtımı ilk olarak yağmur suyundan korunma gerekliliği ile karşımıza çıkar. Bu ihtiyaç; mağaraların, kayaların arasına gizlenme, daha sonra çadır ve dolayısıyla çatı kavramının ortaya çıkması sonuçlarını doğurmuştur.
Sakınılması gereken yukarıdan gelecek sudur. Ancak zaman içinde, yapılardaki teknolojik gelişmeyle birlikte sakınılacak suyun yönü ve şartları da şekil değiştirir. Artık sadece bulutlardan gelecek su değil, yeraltı suları da yaşadığımız binalara zarar verebilir konumdadır.
Göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçişin bu sürece katkısı büyüktür. Ne zaman ki insanoglu çadırları ile birlikte kıtalar boyunca gezip durmaktan yorularak, köklerini salacağı topraklara kavuşma ihtiyacı hissetti, kendi kökleri gibi bina köklerini de toprağın derinliklerine salma ihtiyacı doğdu. Artık su ile, aşağıdan da mücadele edilmesi gerekiyordu.
Yapıların, uzun ömürlü, konforlu ve sağlıklı olması; ancak doğru şekilde tasarlanarak inşa edilmesi ve yapıya zarar veren dış etkilere karşı korunması ile mümkündür. Yapılara etki eden en önemli faktörlerden biri de sudur.
Yapılar;
• Yağmur, kar gibi yağışlar,
• Toprağın nemi ve toprak tarafından emilen yağış veya kullanma suları,
• Banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerde su kullanımı,
• Yapının, üzerine inşa edildiği zemindeki basınçlı veya basınçsız yeraltı suları
• Bina içinden gelen su buharının çatı cephe gibi dış yüzeylerde yoğunlaşması nedeniyle suya maruz kalırlar.
Suyun yukarıda sayılan yollarla yapıyı ve konforu tehdit etmesi engellenemez fakat yapılara suyun girmesi önlenebilir. Yapıların, her yönden gelebilecek suya veya neme karşı korunmaları için, yapı kabuğunun yüzeyinde yapılan işlemlere “su yalıtımı” denir.
Donatılar keo darna ufral rak, ndatiernin dzar meai ae U asima kapasisu: man diadin migartarca digamesinei neden olur. Ayrıca yapı bileşeni içerisinde su, soğuk mevsimlerde donarak, sıcak mevsimlerde ise buharlaşarak beton bütünlüğünün bozulmasına ve çatlakların oluşmasına yol açar. Bunun dışında zemin rutubeti veya zemin suyu içerisinde bulunan sülfatlar, temel betonuyla kimyasal reaksiyonlara girerek beton kompozisyonunun bozulmasına neden olur. Bu da yapı ömrünü ve dayanımını olumsuz yönde etkiler. Su ayrıca, binalarda insan sağlığı açısından zararlı küf, mantar vb. organik maddelerin oluşumuna da yol açar.
Yapının imandati yo zoln suyr ve aiug suhin zar ani astileriaden ker umalk ioin su yaland gapuir. Enan bir su yalıtımı için, yalıtım uygulamasının, binanın temelinden çatısına kadar tüm yapı elemanlarını kapsamasi gerekir.
Zemine oturan döşemeler, balkonlar, dış duvarlar, çatılar ve temel duvarları yalıtım konusu olur.
1999 yılında ard arda yaşanan iki büyük depremin ardından richter ölçeği, tsunami, zemin etüdü gibi yeni kavramlar hayatımıza girdi. Korozyon da bu kavramlardan biriydi. Depremde birçok yapının yıkılmasının nedeni korozyon, yani paslanmaydı. Korozyonun nedeni ise su yalıtımının yapılmamış olmasıydı. Yapıların suya karşı yalıtılması gerektiği ne yazık ki çok acı bir tecrübeyle dahi henüz tam olarak anlaşılamadı.
Suyun yapılar üzerindeki en büyük etkisi bina ömrü ve güvenliğiyle ilgilidir. Bu durum su yalıtımının yaşamsal bir önemi olduğunu ortaya koyar.
Etik ve Sürdürülebilir İş Prensipleri
Şirket, kalite, yenilikçilik ve müşteri odaklılık ilkeleriyle sektörde fark yaratmaya devam etmektedir.
Atışkan Alçı, sürekli gelişim ve müşteri memnuniyetini temel alarak, sektördeki en iyi uygulamaları ve teknolojileri benimsemek ve bunları uluslararası standartlarda hizmete sunmaktadır.
Atışkan Alçı, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, çevre dostu üretim süreçlerini benimsemekte ve sektörde örnek teşkil edecek uygulamalar geliştirmektedir.